1 yıl önce
6 Şubat 2023 yılında Kahramanmaraş ilimizde meydana gelen ve çevre illerde yaşanan artçılarla korkuyu üstümüzden atamadığımız deprem sonucunda on binlerce vatandaşımızı kaybettik, yüzbinlerce kişi yaralandı ve 13.5 milyon kişi, yaşanan depremden doğrudan etkilendi. Evsiz kalanlar, hastane masrafları ile karşılaşanlar, çalışamayacak durumda olduğu için kazanç kaybı yaşayanlar ve şahsen kendisi bedensel olarak hiçbir zarar görmemiş olsa dahi ölen yakınlarının desteğinden yoksun kalanlar ile yalnızca mal kaybı yaşayanlar, yıllar boyunca ülkemizin kanayan yarası olacaklar. Henüz etkilerini görmediğimiz ancak önümüzdeki 5-10 yıl içerisinde sürekli olarak şahit olacağımız, depremin bu dolaylı etkilerinin hukuki boyutu, depremzedelerin hayatlarının hiç değilse normale yakın bir hale getirilmesi hususunda son derece büyük önem arz etmektedir. Bu sebeple, deprem nedeniyle tazminat davası açmayı düşünen depremzedelere yol gösterilmesi gerekmektedir. Özellikle Türkiye Barolar Birliği başta olmak üzere, ülkenin dört bir yanında çalışmalar yürüten yerel barolar tarafından bu hususa ilişkin olarak etkin önlemler alınabilmesi amacıyla gönüllü çalışmalar yürütülmüş ve gönüllü avukatlar tarafından halkı bilinçlendirmeye yönelik adımlar atılmaya çalışılmıştır.
DASK Zorunlu Deprem Sigortası Zararın Ne Kadarını Karşılıyor?
DASK, Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun kısaltmasıdır. DASK zorunlu deprem sigortası ile karşılanabilecek en üst limit 640.000 Türk Lirasıdır. Bunun yanında, uygulamada DASK’a yapılan başvurular akabinde DASK tarafından gerçekleştirilen ödemelerin, söz konusu taşınmazların belediye rayiçleri üzerinden yapıldığı da yaygın olarak bilinmektedir. Belediye rayiçleri ise taşınmazların gerçek değerinin ve genellikle DASK ödeme üst limiti olan 640.000 Türk Lirası tutarın dahi altında kalmaktadır. Bu durum, haklı olarak yaşadıkları zararın kalan kısmını karşılamak isteyen depremzede vatandaşları, çeşitli kişi ve kurumlara karşı tazminat davası açmaya itmektedir. Peki depremzedeler nasıl tazminat alır? Uygulamada bu soruna ilişkin hatalı bilgilerle yola çıkıldığı görülebilmektedir. Deprem nedeniyle açılacak tazminat davaları, sorumlular arasında adeta zincirleme bir rücu ilişkisi kurmaktadır. Örneğin depremde yıkılan bir bina ile alakası olmayan, sadece o sırada sokakta yürürken yıkılan binanın altında kalan kişi, Türk Borçlar Kanunu’nun 69. maddesi uyarınca bina sahiplerine karşı tazminat davası açabilir. Bina sahipleri kusursuz dahi olsalar bu zararı karşılamak durumunda kalırlar, çünkü kanunda bina maliklerinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk olarak düzenlenmiştir. Ancak bina maliki, illiyet bağını kesen bir sebebin varlığını ileri sürebilir ya da ödediği tazminatı esasen kusurlu olan yükleniciye(müteahhit) ya da binanın taşıyıcı kiriş veya kolonlarını hasara uğratan diğer kişilere rücu edebilir.
Depremzedeler Kimlere Karşı Tazminat Davası Açabilir?
Depremzedeler, hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla idareye karşı dava açabilecekleri gibi, eksik veya ayıplı işlerinden kaynaklı olarak yükleniciye(müteahhit) de tazminat davası açabilirler. Bunun yanında kendileri de birer depremzede olan bina maliklerine karşı da, diğer depremzedeler dava açabilir. Örneğin bina yıkıldığı sırada arabası binanın yanında bulunan ya da o sırada sokaktan geçerken yaralanan kişi veya binada kiracı olarak oturan kişiler, bina sahiplerine karşı TMK 69. Madde uyarınca tazminat davası açabilir.
Kaynak: https://www.delilavukatlik.com/post/deprem-nedeniyle-tazminat-nasil