5 yıl önce
17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybedenleri anarak başladığı konuşmasında Nihat Özdemir, TFF Başkanlığı görevinin gerçekten zor bir görev olduğunu belirterek başkanlığa seçilme sürecini şu ifadelerle aktardı:
"Öncelikle TFF Başkanlığı sürecini anlatmak istiyorum. Ben uzun dönem Fenerbahçe Kulübü'nde görev yaptım, Başkan Vekilliği'nde bulundum. Ondan önce de Ankaragücü'nde yönetim kurulu üyeliğim oldu. 2012 yılında Fenerbahçe'den ayrılmıştım. Sayın Yıldırım Demirören son yönetim kurulunu kurarken sağ olsun beni göreve davet etti, 'beraber çalışalım' dedi. Yıldırım Bey çok sevdiğim bir kardeşim, değerli bir insan benim için. Çünkü biz 3 Temmuz'u onunla beraber yaşadık. O Kulüpler Birliği Başkanıydı, ben Fenerbahçe'de Başkan Vekiliydim, çok zor ve önemli günleri beraber geçirdik. İyi bir çalışma ortamı sağlamıştık. Kanunun değişmesi, yönetmelikler, UEFA ile görüşmeler, mücadeleler. Kıramadım kendisini ve 4 seneye yakın çalıştık. Benim görevim tesisleşmeydi. Bir şeyler öğrendi isem ustam odur, çok şey öğrendim kendisinden. Gerçekte zor bir göreve geldim. Çünkü aldığınız her karar birilerini memnun ediyor birilerini mutlu etmiyor. Dolayısıyla bir yerlerden övgü alırken diğer kesimden tenkit oluyor. Tabii biz inandığımızı yapmak için göreve geldik. Ben dahil 5 eski arkadaşım, 10 yeni arkadaşımla bir yönetim oluşturduk. Görev taksimi yaptık. Ama zor bir görev. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray başkanlığı, bu kadar zor bir görev değil. Çünkü kulüplerde aldığınız karar camianızı memnun ediyorsa tamam. Ama bizde 18 tane Süper Lig takımı var, 18 tane 1. Lig takımı var. 2. Lig, 3. Lig, Amatörler var, aldığınız her karar bütün Türkiye'yi etkileyen bir karar. Onun için ekonomi kadar, Türkiye'nin ekonomisi bence bir numaralı konusu, iki numaralı konusu spor, hele hele futbol diyebilirim."
Yönetim Kurulu'nu oluştururken dikkat ettikleri hususların altını çizen Özdemir, şu ifadeleri kullandı: "Genel Kurul üyeleri bizi 4 yıllığına göreve seçti. Yönetim Kurulu'nu yaparken birçok noktaya dikkat ettik. Hani Fenerbahçelidir, Galatasaraylıdır, Trabzonsporludur, Beşiktaşlıdır, Göztepelidir, bir defa takımlar arasında denge kurmaya dikkat ettik. Bir de bölgesel dengelere dikkat ettik. Hemen hemen tamamı İstanbul'dan Ankara'dan olmasın, Ege'den de olsun, Güney'den de olsun, Orta Anadolu'dan da olsun, Karadeniz'den de olsun istedik. Trabzon'u, Samsun'u, Rize'yi de içine alan bütün Türkiye'yi kapsayan, hem takımlar arasında bir denge hem de bölgesel bir denge kurma kararı verdik, buna göre yönetimimizi oluşturduk. Çok önemli kurullar oluşturduk. Kurullarımıza liyakatı esas alarak çok önemli arkadaşlarımızı atadık, yolumuza çıktık ve yürüyoruz."
"Bizim ana hedefimiz Türk futbolunun marka değerini artırmak, 2020 ve 2022'ye katılmak"
Nihat Özdemir, TFF Başkanlığı dönemindeki hedeflerini ise şu ifadelerle anlattı:
"Bir defa ne yapmamız lazım, insanlar bizden ne bekliyor? Türk futbolunun marka değerini artırmamızı istiyor insanlar. Bu çok gerekli. Çünkü bakıyoruz, Türk ekonomisi dünyanın 16. büyük gelişmiş ekonomisi. Futbola baktığımız zaman dünya sıralamasında yerimiz 37.'lik. Bu işte bir dengesizlik var. Ben ekonomide 16 isem dünya futbol sıralamasında yerim buralara yakın olmalı. Biz dedik ki, ana hedefimiz ilk 10'a girmek olsun. 9 olsun, 10 olsun, 11 olsun, 10'lu rakamlara gelebilmek. Birinci hedefimiz marka değerini artırmak, ikinci hedefimiz 10'lu rakamlara gelmek. Hayal değil bu. Türk insanı bu sıraları gördü. 2002'de Kore'de gördü. Sonra aşağı doğru düştük. Şimdi yükselmeye başladık ve devam ediyoruz. Nedir ana hedefimiz? Marka değerini artırırken önümüzde iki tane imtihan var. Bunlardan bir tanesi UEFA'nın da önem verdiği Avrupa Futbol Şampiyonası'na Türk Milli Futbol Takımı'nın katılması. İkinci kademe, bunun arkasından 2022'de Katar'da yapılacak olan Dünya Kupası finalleridir. İki turnuvaya arka arkaya katılabilirsek, başarılı neticeler elde edebilirsek tahmin ediyorum 30'lu sıralardan üstlere doğru hızla ilerlediğimizi göreceğiz."
"2020 finalleri için önümüzdeki üç maç çok önemli"
2020 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılmak için yapılan çalışmaları anlatan Nihat Özdemir, "Bu bir defa bugün başlanan bir şey değil. Yıldırım Demirören döneminde Fatih Terim ile yola çıktık. Önemli değişikliklerle, 'yeni bir genç jenerasyon yakalayalım, bu yeni jenerasyon Türkiye'yi önemli finallere götürsün' diye bir plan program yapıldı. Onunla beraber başladık. Sonra Mircea Lucescu'yu göreve getirdik. O da Sayın Fatih Terim ile aynı görüşteydi. Gençlik jenerasyonunu devam ettirmek için uğraştı, çalıştı ve önemli mesafeler kat etti. Sonra yolumuza Sayın Yıldırım Demirören devamında Şenol Güneş ile devam etme kararı aldık. Sayın Şenol Güneş hepimizin bildiği gibi çok tecrübeli, yalnız Türkiye değil uluslararası tecrübesi de olan bir teknik direktör, onu göreve getirdik. Onunla yola çıktık ve devam ediyoruz. Grubumuz iyi grup. Bir defa son Dünya Kupası'nın sahibi Fransa var. İzlanda gibi bize ters takım var. Arnavutluk iyi takım, Moldova ve Andorra olmak üzere 6 takımlı gruptayız. 4 maçta 9 puanımız var. Önümüzdeki üç maç çok önemli. Beşiktaş Vodafone Park'ta Andorra ile oynuyoruz, arkasında Moldova'ya gidiyoruz ve Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu'nda Arnavutluk'la oynuyoruz. Bu 3 maçtan 9 puan alırsak bizim bu gruptan çıkma şansımız çok artar diye düşünüyoruz. Özetle hedefimiz marka değerini artırmak, 2020'ye katılmak, futbolu Türkiye'ye yayabildiğimiz kadar yayabilmek ve altyapılara önem vermek. Futbolu yayma ve altyapılarla ilgili çok önemli çalışmalar içerisindeyiz. Hem UEFA hem FIFA ile görüşmelerimiz devam ediyor. Gençlere, altyapılara çok önem vermemiz gerektiğine inanıyorum" şeklinde konuştu.
"Süper Kupa 100 üzerinden 100 notu aldı, şimdi hedefimiz 2028 Avrupa Futbol Şampiyonası"
UEFA Süper Kupa organizasyonun Türkiye'ye çok önemli bir prestij kazandırdığını anlatan Başkan Özdemir, "UEFA Süper Kupa 200'ün üzerinde ülkede izlendi ve izleyenlerin sayısının da 2 milyarı geçtiği tahmin ediliyor. Tanıtım değeri ile ilgili TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Firuz Bağlıkaya kardeşimin bir değerlendirmesi var. Diyor ki, "Bu Türkiye'nin tanıtımına 1 milyar TL'lik fayda sağlayan maç oldu". Neden? Çünkü 120 dakikalık maç oldu. Penaltılarla beraber 2.5 saat sürdü. Stadyum muazzam stadyum. Yer, ambiyans, içerideki akustik olarak Türkiye'nin en önemli stadı, inanılmaz güzel bir stadyum. UEFA ile beraber stadyumu maça çok iyi hazırladık. Yepyeni bir Vodafone Park varmış gibiydi. Tüm alanları ile güzeldi. 42 bin civarında seyirci vardı. Çok memnun kaldılar. Bu organizasyon için ben 100 üzerinden 100 notu aldı diyebilirim. Bize inanılmaz fayda sağladı. Neden? Hepimizin bildiği gibi 2024'ü kaybettik. 2016'yı 1 oyla kaybetmiştik. Sayın Yıldırım Demirören döneminde çok önemli çalışmalar yaptık ama çok istememize, hazır olduğumuza inandığımıza rağmen kazanamadık. O seçimi kaybettiğimiz günün ertesi günü, durmak yakışmayan bir milletiz biz, yeni çalışmalara başladık. Şimdi hedefimiz 2028'de yapılacak Avrupa Futbol Şampiyonası. Onun için bu maç çok iyi bir gösterge oldu. UEFA Yönetim Kurulu üyelerinin çoğu eşi ile gelmişlerdi. Maçın sonunda hepsi teşekkür ettiler. Ben UEFA Başkanı Aleksander Ceferin'i arabasına kadar yolcu ettim. Teşekkürlerini ifade etti, gerçekten güzel bir organizasyon olduğunu belirtti. Herkes mutluydu, kazanan Liverpool da kaybeden Chelsea de mutluydu. Bazı finaller bazı ülkelerde yapıldı ve statlar dolmadı. Bize iki misli talep geldi. 100 bin kişilik stadyum olsa doldurabilirdik. Şimdi önümüzde 30 Mayıs 2020'de Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanacak Şampiyonlar Ligi finali var. Süper Kupa'dan daha büyük getirisi olan bir final" yorumunda bulundu.
2020 Şampiyonlar Ligi finali ile ilgili hazırlıkları anlatan Nihat Özdemir, "Bir defa stadın 70 binin üzerinde olması lazım, bu UEFA'nın koyduğu bir kural. Türkiye'de de bu kapasitede tek stat burası. Fakat eskimiş bir stadyum. Elektronik sistemleri, aydınlatma sistemleri, turnikeleri, koltukları eskimiş durumda. 70 bin koltuğun görme açısının sahayı görmesi gerekiyor. Bir firma ile inşaata başladık, tabana aşağı düşüreceğiz, atletizm pistini ortadan kaldıracağız ve tribün kapasitesini arttıracağız, %100 sahayı gören seyirci sayısını 72-74 bin seviyesine getireceğiz. Eletronik sistem dahil tüm sistemleri yenileyeceğiz. 400 medya mensubu gelecek. Ağırlama alanlarını düzenleyeceğiz. Birinci kademede 150 milyon TL harcayarak stadı bu hale getireceğiz. İkinci hedefimiz, hakim rüzgarların olduğu yerdeki alçak tribünleri yükselteceğiz, stadımızın üstüne kapatalım istiyoruz ve 30 Mayıs'tan sonra yapacağımız çalışmalarla İngiliz Milli Takımı'nın stadı olan bir Wembley, Fransız Milli Takımı'nın stadı olan Stad de France gibi bir stat haline getirelim, Türk Milli Takımı stadı olsun istiyoruz. Önce hedefimiz 30 Mart'ta stadı finale hazır hale getirmek. Sonrasında da 2020'nin sonunda Atatürk Olimpiyat Stadı'nı hedeflediğimiz noktaya getireceğiz" dedi.
Nihat Özdemir, en yakın hedeflerinin 2028 Avrupa Futbol Şampiyonası'nı almak olduğunu ifade ederek Türkiye'nin şansı ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye büyük ilerleme kaydetti. Stadyumlarımız, yollarımız, metrolarımız, havalimanlarımız, hızlı tren sistemimiz, yani 2028'de ben tahmin ediyorum 50 ile hızlı tren gidecek. Bağlamadığımız nokta kalmayacak, Türkiye'nin bütün oto yol ağını tamamlamış olacağız. Dünyanın en genç ve en modern turizm tesisleri Türkiye'de. Hizmet kalitemiz diğerleri ile mukayese edilemeyecek seviyede ileride. Onun için biz altyapı olarak sistem olarak hazırız. Stadyumlarımızın yüzde 80'i hazır. Belki Ankara'ya yeni bir stadyum yapacağız, belki İzmir'e bir stadyum yaparak yolumuza devam edeceğiz."
"6222 sayılı şiddet yasası ile olayların önüne geçilecektir"
Spor kültürünün yaygınlaşması ve futbolda şiddet konusunda yol haritasını anlatan Nihat Özdemir, "Buna çok önem veriyoruz. Bunun için eğitimler, seminerler, organizasyonların hep peşindeyiz. Sporun tabandan başlamasından yanayız. Tribünler konusunda artık son aşamaya gelmiş durumdayız. Dünyada kaç ülke Passolig uygulayabildi? Ama Türkiye bunu yaptı ve başardı. Bugün Türkiye'de Passolig sistemi tutmuştur. Belki biz artık cezaları bundan sonra bir tribünün bölümünü, yarısını, ya da stadyumun tamamını kapatma cezalarımız olmayacak, belki şahsa yönelik cezalar verecek sistemleri geliştiriyoruz. Biliyoruz ki 6222 sayılı bir şiddet yasamız var. Devamlı revize ediyoruz. Bundan 2 ay evvel edildi. Bu ne getirecek? Eskiden yalnız stadyumlardaki alanlardan sorumluydu 6222. Şimdi maç alanları da, takımların bazı alanları da, otobüslerle gelip giderken giriş çıkış alanlarında kanuna aykırı eylemler 6222 sayılı yasa ile aynı stadyumda yapılmış gibi işlem görecek. Maalesef UEFA Süper Kupa maçında bir olay oldu. 42 bin kişi sahaya gelmiş. Ben sahaya giren o çocuğun ben ruh durumunu normal bir insan gibi olduğuna inanmıyorum. Belki başka bir rahatsızlık o sahaya girmesine sebep olmuş olabilir. O arkadaşı emniyet güçlerimiz karakola götürdüler, ifadesini aldılar serbest bıraktılar. Çünkü yasa onunla ilgili bunları gösteriyor. Bence bu tip olaylarda, futbolcuya, hakeme zarar verebilir, maç yarıda kalabilir. Çok şükür bir şey olmadan atlattık. Ama görüntü kötüydü. Bence hapis cezasına varan cezaları da ilave olarak koymamız gerektiğine inanıyorum. Tabii eğitim öncelikle. Medya bu konuda bize yardım edecek. Biz de açıklamalarımızda dikkat edeceğiz. Bu konuya parmak bastınız. Buradan kamuoyuna sesleniyorum. Bunlar imajımıza zara veriyor. Yalnız Türkiye'de mi oluyor bunlar? İngiltere'de de Almanya'da da oluyor böyle olaylar. Olmasını istemeyiz ama böyle olaylar olabiliyor" ifadelerini kullandı.
"Ülkemizdeki kadın futbolunu geliştireceğiz"
UEFA Süper Kupa maçındaki hakem yönetimiyle ilgili Nihat Özdemir, "Fransız hakem Stéphanie Frappart, Dünya Kupası'nda final yönetti. UEFA bir ilki başararak Süper Kupa maçına verdi ve gerçekten iyi maç idare etti. Maçın özelliği, 90 dakika değil 120 dakika sürmesi. Benim gözümde 100 üzerinden 100 puan aldılar. Kadın futboluna dünya çok önem veriyor. FIFA, UEFA gerçekten önemli bütçeler ayırıyor. Dünya Kupası'nı Amerika kazandı. Amerika'da kadın futbolu erkek futbolu kadar ilgi görüyor. Biz daha işin başındayız. Kadın takımlarımız var, bunlara destek olmamız, onların önünü açmamız lazım. Kadın Milli Takımımıza önem vermemiz lazım. Biz de Avrupa'yı Amerika'yı takip edeceğiz, kadın futbolunu geliştireceğiz. Bu iş okullardan başlar. Kadınlarımız artık erkeklerin içinde de oynayabiliyorlar. O seviyede futbolcular yetişti. Bu gelişecek. Kadın hakemlerimize destek olacağız. Hakem seminerimizde kadın hakemlerimizi gördüm. Eskiden Lale Orta'mız vardı, bunun sayısının artacağına inanıyorum. Bizim de maçlarda kadın hakemlerimize görev vermemiz gerekebilir. MHK bunun üzerinde çalışıyor. Bunda da ilerleme kaydedeceğiz" dedi.
Hakem eğitimleri konusunda Türkiye'nin iyi bir yol aldığını ifade eden Nihat Özdemir, "Bir defa Türkiye iyi bir yol almış. Bir defa dünyanın en iyi hakemi diye sorun kamuoyuna, FIFA yetkililerine, UEFA yetkililerine sorun, gösterecekleri isim Sayın Cüneyt Çakır'dır. Türk milleti olarak hepimiz bilelim ki, dünyanın en iyi hakemi bence şu anda Sayın Cüneyt Çakır'dır, 1 numaradır. Bunu herkes söylüyor. Yabancı hakem arkadaşlara da sorduğunuz zaman 'İçimizden en iyisi Cüneyt Çakır' diyorlar. Yalnız Cüneyt Çakır mı? Baktığınız zaman Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi'nde ön eleme maçlarında çok önemli görevler aldık. Hakem gözlemcilerimiz de görevler alıyorlar. Geçen sene 23-24 hakemle Süper Lig'i götürebildik, bunu bu sene 43'e çıkardık. Eğitimleri, seminerleri arttırıyoruz. Genç hakemlere çok önem veriyoruz. Herkes adalet, herkes hakkaniyet istiyor. Herkes 'Aman hakemlerimiz iyi olsun, aman iyi kararlar versin' diyor. Yeni bir MHK ile göreve başladık. İnşallah da başarılı olacağız" dedi.
"Yayıncı kuruluşa biz ve kulüplerimiz, stratejik ortağımız olarak çok destek olacağız"
Yayıncı kuruluşun Türk futbolunun önemli gelir kaynaklarının başında geldiğini söyleyen Nihat Özdemir, "Bize zarar ettiklerini, bu paraları ödeyemeyeceklerini ifade ettiler. Göreve gelir gelmez bunu kucağımızda bulduk. 1 senedir şikayet ediyorlardı. Uzun süre toplantılarımız oldu. Son toplantımız 14.'süydü. En sonunda bir noktaya vardık. Kulüpler Birliği'ne tabloyu anlattık, onlar da destek verdiler, anlaşmayı yaptık. Yayıncı kuruluş da ödemelerini yaptı, yolumuza devam ediyoruz. Tabi burada yalnız TFF'nin katkıları ile bu olmadı. Başta Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Mehmet Kasapoğlu, Kulüpler Birliği Başkanı Sayın Fikret Orman, Sayın Ali Koç, Sayın Ahmet Ağaoğlu, meselenin ne olduğunu gördüler ve çözüm bulmamız için destek verdiler, tüm kulüp başkanlarımız da bize destek verdiler. Geçen seneki rakamla yüzde 10 indirim gibi bir indirimle anlaştık. İlk taksiti, ki önemli bir taksitti, yüzde 25 ödeme yaptılar. Kulüplerimiz de ödemelerini bayramdan önce aldılar. Ki transfer sezonu, en çok paraya ihtiyaç duydukları dönemdi. İlişkilerimiz iyi, biz, Süper Lig ve 1. Lig kulüplerimiz, yayıncı kuruluşumuzu stratejik ortak olarak kabul ediyoruz. Onlara her türlü desteği yapacağız, maç günleri, saatleri, röportaj zamanları, soyunma odası görüntüleri başta biz onlara yardım edeceğiz. Marka değerini artıracağız. 2020-2021 sezonu için de önümüzdeki mayıs ayında konuşacağız. İnşallah Türk ekonomisi de hep iyi gitmeye başladı, kötü günler geride kaldı. 2018'in Ağustos'u artık bizden çok uzakta diye düşünüyorum. Döviz oturdu, faizler düştü. İyi mesafe aldık. Türkiye ekonomisi ile beraber bunun da iyi olacağını düşünüyorum. Yeni Türkiye şartlarını değerlendirerek yolumuza devam edeceğiz" şeklinde görüş belirtti.
"Bu sezona Trabzonspor'un efsane isimlerinden Cemil Usta'nın adını verdik"
Lig isim hakkının yayıncı kuruluşta olduğunu ve isim sponsoruyla ilgili görüşmelerin yayıncı kuruluş tarafından sürdürüldüğünü ve yakın bir zamanda karar verileceğini hatırlatan Nihat Özdemir, Cemil Usta'nın sezona adının verilmesi konusunda, "Bildiğiniz üzere bundan evvelki sezonlarımızda Beşiktaş'ın, Galatasaray'ın, Fenerbahçe'nin, Gençlerbirliği'nin efsane isimlerinin, rahmetli İlhan Cavcav ağabeyimizin isimlerini koyarak gelmiştik. Sonra Trabzon camiası, Trabzon medyası, Trabzonlular bizlere mesajlar yağdırarak bu sezonun isminin Trabzonspor efsanesi Cemil Usta'nın isminin verilmesini istediler. Biz de yönetim kurulunda bunun haklı bir istek olduğuna karar verdik. Cemil Usta Türk futbolu için ve Trabzon futbolu için gerçekten efsane isimlerden bir tanesi. Allah rahmet eylesin. Çok önemli özellikleri olan bir insan, okuyunca hayatını nasıl değerli bir insan olduğunu görebiliyorsunuz. Yönetim kurulumuzda oy birliği ile buna karar verdik" dedi.
"Kulüplerimizin mali disiplin konusunda 3 sene içinde düzlüğe çıkacağına inanıyorum"
Başkan Nihat Özdemir, Finansal Fair Play konusunda, "Bir defa bizden önce UEFA bu işe çok önem veriyor. Finansal yapılara, takımların nereye gittiğine. Bununla ilgili çalışmaları çok sıkı şekilde yapıyorlar. Beşiktaş, Trabzon, Fenerbahçe, Galatasaray'ın UEFA'da inceleme altında olduğu herkes tarafından biliniyor. Çok şükür ceza almadan yolumuza devam ediyoruz. Geçmiş dönemden beri çalışmalar devam ediyor. Biz gördük ki takımlarımızın borçları 10 milyar TL iken, ülkedeki döviz ve faizlerin artmasıyla bu miktar bir anda 14 milyar TL'ye kadar çıktı. Bunun sürdürülemez olduğu herkes tarafından bilinmekteydi. Biz yeni bir lisans yönetmeliği yayınladık. Kulüp Lisans Kurulu'nun değiştirdik. Bu kurulumuz çalışmalarına başladı. Kulüplerimizin bilançolarını alıyoruz, inceliyoruz ve kulüplerin harcama limitlerini ortaya koyuyoruz. Bu harcama limitlerini ilk sene yüzde 30, ikinci sene yüzde 15 ama üçüncü seneden itibaren bu harcama limitlerini aştıkları zaman, ihtar, para cezası, kadro kısıtlaması, transfer yasağı, puan silme gibi ağır cezalarımız var. Kurulumuzun kararları kesindir, ancak Tahkim Kurulu bozabilir. Diğer taraftan bankalarımızla kulüplerimiz ikili görüşmelerle yapılandırmalarını yapıyorlar. 18 takımın 10'unun sıkıntısı yok, 8'inin var. Bu 14 milyar borcun da yüzde 80'i 4 Büyükler'e ait. Tüm bankalar diğer şirketlere yaptıkları gibi kulüplerle görüşmeler yapıyorlar, yapılandırma yapıyorlar. Bankalarımız çok ciddi, Kulüp Lisans Kurulumuz çok ciddi. Eğer bu disipline uyarsak ben 3 sene sonunda kulüplerimizin finansal yapı açısından düzlüğe çıkacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"UEFA ile çok önemli bir projeye başladık"
Nihat Özdemir son olarak UEFA ile başlatılan proje hakkında görüşlerini şöyle dile getirdi: "Süper Kupa'nın yapıldığı gün UEFA ile bir anlaşma imzaladık. UEFA Çocuk Vakfı ile Şanlıurfa'da bir projeye başladık. Mülteci çocuklarımız ile bizim çocuklarımızı bir araya getirme projesi. Bununla ilgili bir bütçe ayırdılar. Hem alt yapı yatırımları yapacağız hem eğitimler yapacağız. Göçmen çocuklarımız ile Türk çocuklarımızın uyumu konusunda futbolun büyük etkisi olduğuna, biz de UEFA da çok inanıyoruz. Sayın Ceferin ile ben ve arkadaşlarım bir çalışma yaptık. Proje Eylül'den itibaren de başlayacak."17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybedenleri anarak başladığı konuşmasında Nihat Özdemir, TFF Başkanlığı görevinin gerçekten zor bir görev olduğunu belirterek başkanlığa seçilme sürecini şu ifadelerle aktardı: